22 Şubat 2009 Pazar

bana birşeyler oluyor. sevmezdim kötü hissetmeyi, şimdilerde hiç sevmiyorum. güneşli bir güne uyanmıştım oysa. dostlarla kahvaltı, oğlumu işyerinde ziyaret fikri. sonrasında saçma bir trafik, şaşan bir yol güzergahı. yıllar sonra ilk defa kendi butiğimiz dışında bir yerlerden alışveriş yaptım. tansiyon denen saçmalık hortlayınca planlar bozuldu, ev ve endişe. çocukları dostları da hiç istememe rağmen endişeye sevkettim. şimdi daha iyiyim, kağıtlarımı düzenledim, biraz örgü ördüm, hepsi kafamda durmadan dönen motordan kurtulmak için. böylece sakinleşeceğimi umdum, iyi de geldi. bu hafta proje haftası, başkalarıyla bölüşülmüş ve söz verilmiş işlerin haftası. doktor saçmalıklarının, avukat aramalarının haftası, oysa bakla istiyor canım, bol dereotlu. belki yarın pişiririm. belki yarın tüm görüşmeler çözüm sunar. belki uzun zaman sonra bir kez daha kendimi uçuk kaçık hissederim, içimdeki kaldırım taşı biraz olsun oynar belki yerinden. belki. belki...

21 Şubat 2009 Cumartesi

bu akşam deniz ve mümin geldi...
(krep ve şarap gecesi..)
Vivaldi dinledik ama en çok sevdiğimiz epizot hakkında anlaşamadık.
Ben sonbahar dedim, yıldız kış dedi, mümin olcay ::))
geniş koltuklarda oturup sustuk!

20 Şubat 2009 Cuma

mümin geldi
ah deniz, görüyorsun beceriyorum

ilk gün

Deniz'in ısrarı, benim soğukluğum. Bilemiyorum ne işe yarayacak bir dünyaya girdik. Diyor ki Deniz- çok şey diyor aslında- iyi b i şeymiş. inanıyor muyum, tabii ki hayır.

Şimdi aklımı sıvılaştırma zamanı.......

Bakkala gidiyorum...geliyorum..
şaka ...şaka...
Deniz gitmeye hazırlanıyor..
Enfes mönümüz bitti..şimdi elektrokile karışık sohbet zamanı...
heyyyyooooooooooooooooooooo

Bugün Deniz geldi..

eminim deniz geldi, iyi oldu, ufkum açıldı.