insan oğlunun kendisinden memnun olmayıp bir başkasının suretini edinmesidir bu bir. Başkasının derken, kedi falan da olur hani, kesmedi melek ya da şeytan.
Tüm folklorların ritüellerinde var, aslı bir tür şaman geleneği.
Bizim yapmaya çalıştıklarımız Venedik usulü, asilzadeler o zaman tanınmadan fındık kırabilmek için kullanmışlar. Basmane semt merkezinde çalışırken bundan ne hocanın ne de kursiyerlerin haberdar olmadıklarını gördük, ayrıca halkım bilse binayı taşa tutarlar diye gülüştük Deniz'le.
Şimdiye dek katıldığım kursların içinde, öyle pek kurs meraklısı da sayılmam aslında, bir tek ingilizceye gitmiştim bir zamanlar, en donanımsızı. Bana sormamayı öğretti bu kurs. Sorsan ne olacak, bu nasıl olur, onu ileride öğreneceğiz, bu boya buna sürülür mü, o da olur, bu nasıl, o da olur böyle gidiyor.
Çok bilmiş kadınlar, çalınan alçılar, kaybolan alet edevat, bit kadar ne yüzü olduğu belirsiz nesneler öngören bi şaşkın hoca.
Ancaaaak, ona kalırsa müşterisi hazır. Tanesi en az elliden gidecek. Bu hesapla yirmi tane yapsam eve bir divan, bindörtyüz tane yaparsam ufak bir daire daha alabilirim. Hemen başlasam, günde bir tane yapsam yirmi gün sonra arka odaya taşınanın yerine bir divan, dört yıl sonra bir ev alabilirim, tamam saçmaladım.
Bir kere param olsa bile bu kadar maska yetecek malzeme de yok bu kentte, ayrıca dizlerimde malzeme arayacak derman da.
İyi yanı, uzun süre sigara içmiyorsun kendini kaptırınca. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsun hiç, bu iyi bişey mi? Yazının başına oturduğundaki gibi kıvranmıyorsun her sözcükte. Boya kötü mü oldu, dök üstüne pulu, alçı mı delindi, yapıştır üstüne çiçeği, yürü git. Bitirdin mi, as duvara hava at. Daha ne olsun.
Hem son zamanlarda daha yararlı ne yaptınız allahaşkına?