29 Mart 2012 Perşembe

Ey mah, sen Zühre-i Zehra değil misin?

... Asıl hoşlandığıysa, gökyüzündeki yıldızları devşirmekti. Gökyüzü yaratırken elleri uçuyordu. Hep ortada bir yıldız vardı. Çakılı yıldız. Onun tutkusunu görenler, anlattılar, saydılar adlarını. Dediler ki, Zühre'dir, gölge verir güneş ve aydan sonra. İstersen, adına Çoban Yıldızı de. İstersen Çolpan, yahut Kervankıran, dahası Venüs, eski adıyla Sad-ı Asgar. Demirkazık diyen de o yıldızı anar. Polaris diyen de onu kasteder. Bu bilgileri başını sallayarak dinledi Zühre, Başını salladı, hoşnutluğunu belli etti. Ancak hiçbir adı öğrenemedi. Nasıl ki kendi adını da bilmiyordu.
                                           Zehir Zıkkım Hikayeler/ Kadınlar ve Kuyular- Piç
                                                                                                     Ayla Kutlu

1 yorum: