Aylar sonra yeniden bu bloğa yazma fikri çok " ". jan en son"bu bloğu adam etmeliyim"yazdığımı söylemişti. Tembellik mi yoksa, yapıp ettiklerimizin muhasebesinden mi hoşlanmıyorum da yazmıyorum? elimdeki bitmek bilmeyen dosyayı bitirdim az önce. İş bitince kendimi kuşlar gibi hissedeceğimi düşünürken, kanadı kırık uyuz bir çulluk gibi hissetmeyi başardım işte.Oysa yıkanacak bulaşıklar, düzenlenecek dosyalar da dahil bin parça iş beni gözleri yolda beklerken.Günün tam ortasında elimde bir bardak nefis çay oturup bunları yazıyorum. İkinci ayı dolduran aylaklık sürecinin içsel mutluluğu etkisini hala sürdürüyor.Dilerim hep böyle hissederim bu konuda. "Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez-Montaıgne" yazıyor önümdeki takvimde. Benim içinde bulunduğum gemininse bırakın hedefini müretebatı bile yok. Hatta kaptanı bile. Belki de ben o hedefi olmayan teknenin bizzat kendisiyim. Ah küçücük gemi.
Akşam dostlarla birbikte içtik. Bütün hafta süren münzevilikten sonra şaşırdım içimdeki kendini yitirme isteğine ve bu hale karşı duran dirence.Bende birşeyler son sürat biryerlere savruluyor da ne olduğunu anlamlandıramıyorum. Hayırlısı deyip sıyrılalım içinden.
Ey bu bloğun ikiyle sınırlı okuyucusu, yarın daha neşeli şeyler yazmak borcum olsun size, öpüldünüz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder