15 Nisan 2014 Salı

savrulup gidiyor hayat dediğin, yazmaktan maksadım savrulanın kalbe dahli

biz kalbi yakın, vakti, yolu uzaklar.kaleme kağıda dil yatırmışlar. çayı koyudan açığa sıralamışlar. hasreti daha yanındayken bilmişler. ait olmanın sözde başladığına inananlar. kısa kısa söyleştik, uzun uzun dertlendik. içimize ulak salıp, birbirimizden haber derledik. kuşların gagasında bu cümleleri size iletmek isteğim oldu.



Gönlüm: 
JuJum, bak baken bu kız ne yapıyor:))




Nerm:
o kız güneşli bir günde kendini güneşe ve çimenlere bırakmak isteğiyle eşofmanlarını, spor ayakkabılarını kuşanıp yürüyüşe çıkmış zannedersem. sonracıma yürürkene ve aynı zamanda laylay lom diye şarkı söylerkene yerde gözüne bir şey takılmış, yakından bakmak istemiş. ama yürüyüş esnasında yakın gözlüğünün işi ne deyip gözlüklerini yanına almadığı için ellerini gözlük yaparaktan dikkatini cezbeden o şey her ne ise onu yakından görmeye çalışmaktadır diye düşündüm. ya da yukarda dediğim gibi yürüyüşe çıkan kızın karşısına onu hayretlere gark eden öyle bir şey çıkıyor ki karşısındaki şeyin onu kör etmesini engellemek için hemen eğilip elleriyle gözlerini saklıyor. ama merakına engel olamadığından gözlerini tam olarak kapatmamak için kapatır gibi yapıyor. karşısına çıkan şey ne ola acaba diye düşünürkene havadaki ışığın her yere eşitcene yayılmasından ve kızın iki büklüm olaraktan kendini kaybetmesinden acaba bu aşk mı ola ki diye düşünmeden de edemiyor insan inanır mısın?

sahi o kız ne yapıyor:))))



Gönlüm: 
Olmayan aşkı, olmayan yerde, olmayacak bir şeyle olmayacak şekilde oldurmaya çalışıyor bence:))

Nerm:
eğer öyle ise canım işte karşımızda gerçek bir YILDIZ!!!!!!!!
arayış hiç bitmesin hiçbirimiz için:) olsa da olmasa da:))))
heparayanlardanbiriolaraktanjuju


ben: 
verili hayat: o kız artık kocamış bir kız, eğilip bükülme biçiminden ve artık kamburlaşmış sırtından pek belli. avucunun içinde kaybolmuş eski bir fotoğraf makinesiyle minik bir çiçeği beyhude çekmeye çalışıyor.

edebi dil: o kız ömrünün ağrısını bitip tükenmek bilmeyen meraklarına sarmış, kırlarda kendi kişisel tarihinin kısa vadeli eşlikçilerinin izini, yolculuğunun hevesine katıyor.

özgün edebi dil: bakınız Nerm'in ve Gönlüm'ün yazdıkları :)


Nerm:
direnmenin estetiği: verili hayata, hiç bitmeyen verilerine canın cehenneme demektir ve eski bir makineyle minik bir çiçeği çekmeye çalışmaktır. 

edebi talep:  o kız nerm'i de eşlikçisi kabul edip yolculuğunun hevesine katabilir mi?

ebedi soru: gönül bunlar nerden aklına gelir??:)) 

ben: 
Nerm; direnmenin estetiğine yatırdığım kalbimle, hevesimin yoluna eşlikçiliğin her daim kabulüm ve sevincimdir.

Gönlüm;  "aramakla bulunmaz vesile"yi elbet ve her daim katar aramıza ki işi güzelliktir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder