Geçirmişiz, gitmiş işte. Tutku gelmiş, Faruk gelmiş. Umutsu yeni imajı olan siyah montu, siyah botu, siyah gitarına siyah gözlük eklemiş. Umut yeni kız arkadaşıyla arz-ı endam eylemiş. Cumartesi Güneş'te ondört kişi onbeş çeşit yemek eşliğinde son balık Tutku'nun doğum günü kutlanmış. Ailede birbirine hiç benzemediğini iddia ettiğimiz ancak duygusallıkta birbiriyle yerışan beş balık aynı anda görüntülenmiş, altıncısı olan Evren huzurumuzu daim kılmak için nöbetteymiş, akıllar onda kalmış.
Üç gün dediğiniz nedir ki küçücük yaşamlarımızda, içindeyken uzun ağdalı, dışına çıktığınızda tüy zaman.
Düğün salonlarının çim tohumu markalarından, strafor pastalara dek bilgilenilmiş. Şamdan ve çiçek konusu bilirkişi edasıyla çözülmüş, menüyle mönü arasında bildik tüm saçma yiyecekler gözden geçirilmiş, müzisyen kalitesi acıklı şarkılar repertuvarı dahil sorgulanmış, en sonunda 11 Eylül'de yeni evli çiftin İzmir saat kulesine uçakla girme esprisiyle olay bağlanmış.
İstanbul'a çocuklarla gidiş planı 26 sındaki okuma klubü ve 29 undaki sergi tantanaları nedeniyle ertelenmiş.
Çocuklar uğurlanmış, buzdolabında onlar için hazırlanan onca yemek sarma hariç, midye dahil boynunu büküp kalmış.
Özlem dinmeden, merak edilen herkesle görüşülemeden, haftasonu bitmiş.
Arkalarından su dökmek yerine gidenlerin, oturulup yeni bir mask yapılmış; güzel olmuş, içe sinmemiş.
"Miş" tuhaf büyülü bir takıdır.
Hayata her zamanki gibi üç noktasını koymuş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder