Kısa kesik duman işaretleri.
Derin derin aldığın soluğu, yavaş yavaş verirsin yüksek dağlarda. Nice tırmanmalardan sonra çıktığın açıklık. Kazandığın doruk. Azalmış sözün duruluğu. Kaynak suyu berraklığı.
Ben ne yapmam, ne söylemem gerektiğini yalnızca kağıt üstünde bilen biriyim, der hikayeci.
Söylediklerimi, gösterdiklerimi buna göre tartıp biçin. Sizden tek isteğim, hız yapmayın okurken. Göze az görünenler, hızda çabuk kaybedilirler.
Aramızda uzaklığa güvenerek biraz daha geri çekileyim, bir ondan bir bundan anlatayım.
Hatırınızda kalanlarla yaşayayım daha sonra.
Bir çakım, bir an; ama ateş ama duman.
Hızdan şikayetçi sevgili Murathan. Gel gör ki ard arda üç kitapla sarıverdi çevremizi. Kibrit Çöpleri, kısa hikayelerinde oluşuyor, yine dolu, yine ölesiye kıskandırıcı. Tüyap'daki söyleşisinde salon yıkılıyordu, gitmedim, dinlemem keçiyi bir daha, öyle arsız agresif bir haller falan. Yazdıklarına gelince orda dururup ki nasıl. Gerçi Kadından Kentler'deki düşkırıklığımı hala onarmış sayılmam. Yine de kısa kısa dillendirmelerle hayat bilgisi Kibrit Çöpleri.
Bitmesin diye ara ara, az az okunuyor.
Haaa, AZ deyince, neyse onu sonra anlatırım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder