11 Aralık 2009 Cuma

HAYALET KOVMA DERSLERİ


Beş metrekarelik yaşam alanında yeterince oyalandığımın ayrımına varınca, saat de geceyi yarılamış kırıtık yürüyüşüyle, yatmaya karar veriyorum. Bilgisayarı, televizyonu, ketılı, yanan üç lambayı kapatıyorum. Sokak lambasının allahına kadar aydınlattığı salonda yanan üç lambanın anlamını sorguluyorum kitap, gözlük ve telefonları toparlarken.

Yatak odasına yürümenin her akşamki sıkıntısında ardımdaki hayaletlere dönüp sıkı bir bakış atıyorum, oturun oturduğunuz yerde gibisinden. Benimkiler tırsık, söz dinleyen cinsinden.

Köpüğün altına süzülüyorum.-bilmeyenler için köpük. benim yorganım oluyorlar kendileri- Topladığım dizlerimin üstüne kitabımı yerleştirip, okumaya başlıyorum. Biraz daha yayılıyorum yatağa, okuyorum, iki yastığı arkama koyup, sonra soluma dönüyorum, okuyorum, canımı sıkan saç tokasını çıkarıyorum, gözlük canımı yakıyor, biraz daha yayılıyorum, sağıma dönüyorum okuyorum, uyku deliğinden çıkana dek.

Kitabı kapatıp biryerlere koyuyorum, ışığı kapatıyorum, gözlerim kapalı yastıkları çekiştiriyorum uyuma pozisyonuna getirip derken başımı koyuyorum ki uyku alıp başını gidiyor. Üşüyen ayaklarım için ceketimi çekiyorum başucundan, eski , sevdiğim, siyah. Daha bir kolu ayağıma değdi değmedi ateş gibi oluyorum. Köpüğü çekiştiriyorum tekrar, uyuyor muyum, uyanık mıyım diye düşünüyorum. Düşünüyorsam uyanığımdır, rüyada da düşündüğüm zamanları anımsıyorum.

Bunny'nin bile kıvılcımlandıramadığı, gitgide bir teyze dinginliğine bürünen içime baksam, gecenin bitmeyeceğini düşünüyorum uyku eşliğinde.


Bunny'le konuşmalar(ya da adı her neyse)/y.ilhan

1 yorum:

  1. Blogunuz inceledim. İlginç yazılarınızı beğeniyle okudum. Sizi de benim bloguma izleyici ve yorumcu olarak beklerim. Dost selamlar.
    www.erhantigli.blogspot.com

    YanıtlaSil